Cemal Süreya Sözleri

Bazen öyle yorar ki aşk insanı, bıktırır hayattan. Ve kapayınca gözlerini bir daha açmak istemez insan.

Kimseyi suçlama, suçlanacak biri varsa o da sensin. Sonuçta o sana küçük bir umut verdi, sen ise ona her şeyini verdin.

An ki fıskiyesi sonsuzluğun, keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Düşenin dostu olmaz’ derler kimileri. Sanki ayakta olanın dostu çokmuş gibi.

Kim demiş aşk uğruna ölmek zor? Uğruna ölünecek aşk bulmak zor.

İkinci bir parıltı var senin bakışlarında. Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Biz kırıldık daha da kırılırız. Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.

Uğraşmayı bırak artık dünle ve dünündekilerle. Bir de hep yanında olanlarla yarına bakmayı dene.

Gider gibi yapmadım ben, ya kaldım ya gittim. Sen ise kalır gibi yaptın, ama gittin ve ben bittim.

Bir isteğim var sadece senden, onun kokusunu al getir, onu saçlarını al getir, hatta mümkünse onu al getir bana rüzgâr.

Sana seni seviyorum dediğim kadar, anneme peki anneciğim deseydim; hazırdı cennetteki yerim.

Annesinden dayak yediği halde, yine anne diye ağlayan bir çocuktur aşk.

Gölgene bak, beni anlamak istiyorsan; O kadar yakın, ama sana asla dokunamayan.

Ben nerde bir çift göz gördümse tuttum onu güzelce sana tamamladım.

Sen bakma benim bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlayamaz.

Cevap veriyorum zamanla her şey geçer diyen akıllılara geçen tek şey zamandır anlayan, anlatsın anlamayanlara.

Mutlu olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık! Çünkü ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık.

Küçükken aldığım dışı güzel içi hep çürük çıkan elmalı şekerler gibisin. Aranızdaki tek fark o elmalı, Sen ise el’malı.

Küçükken anneme mezarlıktan korkuyorum dediğimde ölüden değil diriden kork demişti. Zamanla anladım ki annem yine haklıydı

Zaman lazım sadece unutacaksın! Nasıl unuttuysan çocukluğunu, kırılan oyuncaklarını. Kırılan kalbini de öyle unutacaksın.

Önce sevdiğiniz terk eder sizi, ardından uykunuz. Sonra ne sevdiğiniz geri gelir ne de uykunuz.

Çok yoruldum sevgili; daha fazla yorma beni. Ben fazlasıyla ödedim zaten, uğrunda kaybettiklerimin bedelini.

Aslında ayrılıklar değil de, gidenin sevmediği halde seviyorum demesi en çok koyuyor insana.

Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim, yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.

Sen dedi; intihar gibisin. Hem herkes tarafından bir kez düşünülen hem de cesaret edilemeyen.

Unutsun beni demişsin bu bana imkânsız geliyor. Çünkü unutmam için önce seni hatırlamam gerekiyor.

Ne ikna edici bir intihar biçimidir; şimdi seninle göz göze gelmek.

Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevda da boğulur.

Nazar değmesin diye mi kurşun döküyordu kalleşler masum çocuklara?

Yüreğine giden bir bilet kes, cam kenarı değil can kenarı olsun.

Bazen diyorum ki ne olacak söyle gitsin. Sonra diyorum söyleyince ne olacak sus bitsin.

Öylesine sevdim ki seni, öylesine sensin ki! Kuşlar gibi cıvıldar, tattırdığın acılar.

Ellerim ceplerimde yürüyorum. Ve ben ne zaman bir şiir duysam, şahadet getiririm, ölürüm.

Birer birer, seve seve çıktığım aşk basamaklarını; onar onar, söve söve iniyorum şimdi!

Üşüyor musun? Üzülme be! Gel yanıma. O kadar yaktın ki canımı; ısınırsın. Üşümezsin bir daha.

Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine! Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime.

Bir kâğıda sensizlik yazdım. Yine de çok hoşuma gidiyor. Çünkü sensizlik kelimesi bile senle başlıyor.

Acı çektikçe insan olgunlaşırmış. Yalan be! İlk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir